Warcross - Marie Lu {Kitap Eleştirisi}

Yazdığı her kitapla daha iyi olan Marie Lu, bu defa adeta zirveye oynuyor ve kolay beğenmeyen bir insan olarak benden tam puan alıyor. 

    Bu yazıyı yazarken çok zorlandım. Çünkü içimden gelen şey bütümn sayfaya ''o mükemmel, şu mükemmel'' diye yazmak. Evet, Hideo çok müthiş, Emika çok müthiş. Ama siz buraya kitabın ne kadar müthiş olduğunu dinlemeye gelmediniz o yüzden bu duygu patlaması "fangirling" işini bırakıp yazıya geçeceğim. (Göründüğünden daha zor!)

   Eh, ana konudan başlayalım. Dünya Warcross oyunuyla dönmektedir. Sanal gerçeklik olmaktan çıkıp adeta gerçekliğin kendisi olmuş, en fakir insanlara kadar herkesin evine girmiş, bir oyundan çok daha fazlasıdır Warcross.
   Bu dünayada aslında üniversiteye gitmesi gerekirken para kazanmak için ödül avcılığı yapan Emika, para bulmak için son şansını kullanır ve dünyanın en önemli şeyi sayılabilecek Warcross yıllık turnuvasının açılış maçına sızmaya çalışır. Ama bir terslik olur ve Emika'nın kimliği açığa çıkar.
   Dünyanın sonunun geldiğini sanarken işler tam tersine döner ve Emika hayranı olduğu Warcross'un yaratıcısı Hideo Tanaka tarafından Japonya'ya davet edilir.
   Hayatı bir anda değişen Emika'nın macerası tüm kitabı bir kerede okumak istemenizi gerektirecek kadar heyecanlı geçiyor. Olayların yavaş yavaş ve mantığa uygun gelişmesi, Marie Lu'nun  sırf hayranlar sevinsin diye saçma işlere girişmeyişi biraz çıldırtsa da sonunda mutlu ediyor.
   Şu sıralar zamanım pek olmadığı için kitabı ikinci kez okumaya pek fırsatım olmadı. O yüzden kitabı eleştirmeden sadece tanıtım yazısıyla bırakıyorum.
   Eğer şimdiye kadar Marie Lu okumadıysanız, başamak için mükemmel olduğunu söylemeliyim.